Maltepe Masaj Salonu

Memurun yüzünde kasılmalar oldu. Ağzını açtığında Harry küfür yahut sinirli sözler duymayı bekliyordu. Maltepe Masaj Salonu Ama bunun yerine işgören kontrollü ve sakin bir ses tonuyla mevzuştu: “Birincisi, Tom Waaler diye birini tanımıyorum. İkincisi, işe alkollü gelmiş olarak hem kendi bununla birlikte meslektaşlarının hayatını tehlikeye atmaktan çekinmeyen polis görevlilerini rapor etmek benim görevim. Ve üçüncüsü, devriye görevinden daha üst bir vazife almak benzer biçimde bir arzum yok. Şimdi gidebilir miyim, Müfettiş’?”

Harry tek gözüyle memura baktı. Ve sonra gaslınü kapattı, yutkundu ve şöyle dedi: “Lütfen.” Dış kapının çarptığını ve arkasından gelen homurtuları duydu.. Bir içkiye ihtiyacı vardı. Acilen. “Geliyor musun?” diye sordu Beate. “Sen git, ” dedi Harry. “Ben burada kalıp tavan arası ve kiler biter bitmez sokakları koklaması için Ivan’a yardımcı olacağım.” “kesin misin?” “kesinlikle.”

Maltepe Masaj Salonu

Harry merdivenlerden terasa çıktı. Kırlangıçları seyredip arka bahçedeki açık pencerelerden gelen sesleri dinledi. Masadaki şarap şişesini kaldırdı. İçinde yalnız bir yudum kalmıştı. Onu içip hâlâ oldukları yerde duran Trøndheim Eagle ve Ruth’a el salladı. Yatak odasının kapışım açar açmaz hissetti. Daha önce de çok dikkatini çekmişti, fakat başka insanoğluın yatak odalarının bu kadar sessiz olmasının neyden kaynaklandığını asla anlayamamıştı. Odanın tadilatı hâlâ devam ediyordu. İçerideki kıyafet dolabının aynalı kapısı aralık kalmıştı ve özenle düzeltilmiş çift kişilik yatağın derhal yanında bir alet çantası açık vaziyette duruyordu. Yatağın üzerinde Wilhelm ve Lisbeth’in resmi vardı. Harry Wilhelm’in devriyelere verdiği resme dikkatli bakmamıştı ama şimdi Ruth’a hak veriyordu.

Lisbeth tam anlamıyla bir bebekti. Sarı saçlar, parlak mavi gözler ve zayıf, zinde bir vücut. Wilhelm’den minimum on yaş küçük olmalıydı. Resimde bronzlaşmış ve mutlu görünüyorlardı – yurtdışında bir tatilden yeni dönmüşe benziyorlardı. Arkalarında görkemli bir bina ve bir atlı süvari heykeli seçiliyordu. Fransa’da bir yer olmalıydı. Belki de Normandiya. Harry yatağın kenarına çöktü ve yatak oynayınca şaşırdı. Bir su yatağıydı. Geriye uzandı ve yatağın vücudunun şeklini alışını hissetti. Soğuk nevresim kolunun çıplak yerlerine dokununca mükemmel bir his duydu. Hareket ettikçe kauçuk yatağın içinde suyun çarpma sesi duyuluyordu