Maltepe Mutlu Son-Masöz Bayan Esra

Maltepe Mutlu Son-Masöz Bayan Esra

Maltepe Mutlu Son-Masöz Bayan Esra Savcıların kullandığı çok sayıda elkitabından en önemlisi, Dominikan mezhebinden engizisyoncu Jakop Sprengler’in, Alman engizisyoncu Heinrich Kramer ile beraber yazdığı Malleus Maleficarum [Cadı Çekici] adlı kitaptı. Sonraki baskılarında Sprengler’in adı ortak yazar diye geçse de günümüzde uzmanlar onun kitapla pek ilgisi olmadığı kanısındalar. İlk defa 1486’da piyasaya sürülen ve 1669’a kadar yaklaşık otuz baskı yapan bu kitap, cadıları suçlama, işkenceden geçirme ve infaz etmenin püf noktaları hakkında kapsamlı bir kılavuzdur.

Kitap öncelikli olarak hukukçular ve yargıçlar için yazılmışsa da, cinsel içerikli resimlerin olduğu pasajlar ve çizimler yüzünden hukukçular dışındaki okur kitlesine de hitap etmiştir. “Cadıların İncubus diye malum İblislerle ilişki kurma yolu” benzer biçimde bölüm başlıklarıyla, bu ve benzeri kitaplar okurlara hem cinsel fanteziler kurup bununla birlikte kendilerini dindar sayma zevkini yaşatmıştır. Kramer, cadıların kökünün kazınması gerektiğini açıklarken çok zorlanmadı, büyücülüğe inanmak bile inanca aykırıydı aslına bakarsanız. Malleus’un üzerinde durduğu nokta büyücülüğün iyi mi işlediğiydi ve bu konudaki diğer elkitapları şeklinde iflah olmaz bir kadın düşmanlığı sergiliyordu. “Her tür büyü, kadınlardaki dinmeyen tensel şehvetten oluşur, ”diye yazıyordu Kramer.

Maltepe Mutlu Son-Masöz Bayan Esra

Maltepe Mutlu Son-Masöz Bayan Esra Hanımların sözüm ona cinsel zafiyetleri, onları şeytanın ayartmasının baş kurbanları haline getiriyordu. “Şeytan, hanımların tensel hazları sevmiş olduğini bildiğinden onları kullanır, ” diyordu Fransız cadı savcısı Henri Bouget. “adamın kadının bedenini istismar etmesinden başka aslabir şey hanımı adama daha fazla tabi ve sadık kılmaz.” Rémy kendi adına “bu pisliklerin [yani cadıların] hepsinin hanım olmasını makul” buluyordu. Hemen hemen şeytan tarafından ele geçirilmemiş kadınlara bile güvenmemek lazımdı. “tüm fenalükler bir kadının fenalüğünün yanında hiç kalır.” hanımların şeytanın cinsel istismarından zarar görmesi hukuk nezdinde önemli değildi. Rémy ve çağdaşları, şeytanın cüsseli organının yaraladığı kadınların yaşadığı acıları alabildiğine acımasız bir üslupla betimliyorlardı. Savcılar şeytanı adeta kıskanıyorlardı.

Büyücülük, her şeyden önce erkeklerin cinsel gururunu tehdit ediyordu. Cadı avcılığının geniş literatürü, hadım edilme ve erkekliği kaybetme kabuslarıyla doluydu. Malleus Maleficarum, bir seferde topladıkları yirmi-otuz penisi saklayan cadılardan bahseder, bu sırada mağdur erkekler de dünyayı dolaşarak yitik penislerini ararlar. Kitapta ayrıca “yaygın bir rivayete” göre cadıların kuş yuvalarında sakladıkları penislerin kendi başlarına yulaf ve ekinle beslendiklerini yazar. Kim bilir dikkatsizliğinden dolayı fazla ifşaatta bulunan deneyimli Papaz Kramer, yuvadaki “büyük” penisin bir papaza ait bulunduğunu sözlerine ekler.